Doğal Bir Prebiyotik Olan İnulin Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Doğal Bir Prebiyotik Olan İnulin Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Prebiyotik, bağırsaklarımızın düzenli çalışmasını destekleyen bir bileşen. Uzmanlar zengin lif kaynağı olan besinlerin tüketilmesinin vücudumuza yararlarından sıklıkla bahsediliyor. Prebiyotik; sebzeler, meyveler ve karbonhidratlar gibi pek çok besinde bulunuyor. Peki, bağırsaklarımızdaki iyi bakterileri besleyen, prebiyotik etkilere sahip bir tür lif bileşeni olan inulin hakkında ne biliyoruz?

İnulin, tükettiğimiz birçok sebze ve meyvede bulunan bir fruktoz oligomeri olarak biliniyor. Kıvam verici ve tatlandırıcı özelliklerinden dolayı gıda endüstrisinde yaygın olarak kullanılıyor. Bağırsaklarda bulunan yararlı bakteriler için besin kaynağı oluşturması, inulinin en önemli fonksiyonlarından biri olarak biliniyor. İnulinin aynı zamanda; şeker, kalp, kanser ve daha pek çok rahatsızlıkta desteleyici etkilere sahip olduğu belirtiliyor. İşte, doğal bir prebiyotik olan inulin hakkında bilmeniz gerekenler…

 

İnulin Nedir?

İnulin Nedir

İnulin, hindiba kök lifinden yüksek miktarlarda elde edilebilen bitkisel bir lif türü. Bulunduğu bitki köklerinde; enerji depolama, sıcaklığı düzenleme, soğuğa karşı dayanıklılığı artırma görevlerini üstleniyor. Kokusuz ve renksiz bir yapıda olan inulin; pek çok farklı formda bulunuyor ve sindirim sistemimizde parçalanmayan bir lif özelliği taşıyor. Bağırsaklarımızda bulunan iyi bakteri florasını besleyen bir prebiyotik olan inulin, sindirim sistemini destekliyor.

 

İnulin Hangi Besinlerde Bulunur?

 

Diyet lifi olarak da tanımlanan inulin, aslında sıklıkla tükettiğimiz; buğday, muz, kuşkonmaz, sarımsak, soğan, pırasa, enginar, hindiba ve çeşitli meyvelerde doğal olarak bulunur.

 

İnulinin Vücuda Faydaları Nelerdir?

 

İnulin kalın bağırsağı işgal eden iyi bakteriler olarak tanımlanan bifidobakterileri besleyerek; büyümelerini ve gelişimlerini destekliyor. Vücudumuzda bulunan yararlı bakterilerin çoğalması ve gelişmesi pek çok sıkıntımızın da giderilmesini sağlıyor.

 

1. Kabızlığı Azaltır

Hemen hemen hepimizin zaman zaman karşılaştığı kabızlık sorunu oldukça rahatsız edici olabilir. İnulin, suyu emebilme özelliğine sahip olduğundan kabızlığı azaltmada etkili. İnulin, sıvıyla temas ettiğinde rahatlatıcı bir jel kıvamını alıyor. Uzmanların yaptığı bir araştırma, inulin verilen 2-5 yaşları arasındaki kabız çocukların dışkılarının daha yumuşak olduğunu gösteriyor. Diğer pek çok araştırma da inulinin yetişkinlerde de kıvamı düzenleyici olduğunu ve sık dışkılama sağladığını ortaya koyuyor.

 

2. Kilo Vermeye Yardım Eder

 

Kilo Vermeye Yardım Eder

Yediklerimize dikkat etmediğimizde, kilo problemi karşımıza çıkıyor. Ne kadar spor yapsak da kilo vermek için sağlıklı bir beslenme programı izlemek gerekiyor. Diyetisyenler kilo vermek isteyenlere, daha az kan şekeri dalgalanmaları yaşamalarını sağlamak için zengin lifleri öneriyor. Kalorisi düşük yiyeceklere katılan inulin, iştah azaltmayı ve kilo vermeyi destekleyebiliyor. Uzmanların obez yetişkinler üzerinde yaptığı pek çok çalışma, inulinin günde 16 g tüketilmesinin iştahı azalttığını gösteriyor.

 

3. Kolon Kanseri Riskini Azaltır

 

Sindirim sistemimizin işlevlerini düzgün bir şekilde yerine getirmesine yardım eden inulin, kolon kanseri riskini de azaltıyor. Uzmanların fareler üzerinde yaptığı deneylerde, inulin diyetle beslenen farelerin, normal diyetle beslenenlere göre daha fazla yararlı bakteriye sahip olduğu görülüyor. Uzmanlar bu araştırmaların neticesinde faydalı mikroorganizmalarla birlikte alınan inulinin, kolon kanserini önlemede yardımcı olduğunu tespit ettiklerini belirtiyorlar.

 

4. Kolesterolü Düşürür Ve Kalp Sağlığını Destekler

 

Kalp Sağlığını Destekler

Uzun ve sağlıklı bir yaşamın sırrı, vücudumuzu kötü kolesterolden korumak ve kalp sağlığımıza dikkat etmek olarak biliniyor. İnulin, kandaki yağ seviyelerini azaltıyor. Tip 2 diyabeti olan hastalar üzerinde yapılan araştırmalar; inulinin, kolesterol ve trigliseritleri düşürdüğünü gösteriyor. Uzmanlar, inulinin normal kişilerde trigliseritleri, yüksek kolesterolü olan kişilerde ise kolesterolü düşürdüğünü gözlemlediğini belirtiyor. Böylelikle inulin, kolesterolün damarları tıkamasını ve yüksek tansiyon riskini önleyerek kalp sağlığını korumaya yarımcı oluyor. Kan şekerini yükseltmemesi de, inulinin başka bir özelliği.

 

5. Kalsiyum Ve Magnezyum Emilimine Destek Olur

 

Vücudumuzda elektrolit görevi yapan kalsiyum ve magnezyum, sıvı dengesini de korumaya yardımcı oluyor. Uzmanlar, 14 kadın ve 9 erkek üzerinde yaptıkları çalışmalarda, inulinin kalsiyum ve magnezyum emilimini arttırdığını gözlemlediklerini belirtiyor. İnulin, kalın bağırsakta PH dengesini sağladığı bilinen yağ asitlerinin üretimini destekliyor. Böylelikle kalsiyum ve magnezyumun çözünürlüğü artarak, emilimleri daha kolay hale geliyor.

 

İnülin Ne Kadar Tüketilmelidir?

 

İnulin gereğinden fazla ve hızlı tüketildiğinde, şişkinliğe ve gaz sancılarına yol açabilir. İnülin tüketimine düşük miktarlardan başlamanız ve zamanla arttırmanız çok daha uygun olur. Araştırmalara göre, günde 5 g inulin, bağırsaktaki iyi bakterilerin sayısını arttırmaya yetiyor. Kalsiyum emilimini desteklemesi için günde 8 g ve üzeri alınması öneriliyor. Bağırsak fonksiyonlarının iyi çalışır hale gelmesi ve tuvalete düzenli çıkmak için, günde 12 g inulin tüketmenin önemli olduğu belirtiliyor.

Zbarz
Yorum Yazın
Yorum Yapabilmek İçin Yapmalı Veya Olmalısınız.